Son Dakika Ekonomi Haberleri, Ekonomi Haberleri, Ekonomi Sitesi

Merkez Bankası. Döviz kuru oynaklıkları azaldı, faizler belirgin olarak geriledi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2019 yılı Kasım ayı 'Finansal İstikrar Raporu'nu açıkladı. Buna göre, raporda özetle; 'Kredi arz ve talep koÅŸullarındaki iyileÅŸme, enflasyondaki düÅŸüÅŸ eÄŸilimi ve enflasyon beklentilerindeki gerileme iktisadi faaliyeti desteklemektedir. Hanehalkı borçluluÄŸu geliÅŸmekte olan ülkeler ortalamasının altında seyretmekte, reel sektör yabancı para yükümlülükleri ve açık pozisyonu gerilemeye devam etmektedir. Döviz kurunun görece istikrarlı seyri, enflasyondaki düÅŸüÅŸ ve makroekonomik beklentilerdeki iyileÅŸmeyle yurt içi yerleÅŸiklerin TL tasarruf tercihi güçlenmiÅŸtir. Faiz oranlarındaki düÅŸüÅŸ, likidite koÅŸullarındaki iyileÅŸme ve belirsizliklerdeki azalmayla birlikte kredi büyüme oranlarında canlanma gözlenmiÅŸtir. Bankacılık sektörünün kısa ve uzun vadeli likidite göstergeleri kredi görünümünü desteklemektedir.Bankacılık sektörü, güçlü sermaye yapısı ve likidite tamponları sayesinde risklere karşı dayanıklılığını korumaktadır. Kredilerdeki artışın ve iktisadi faaliyetteki toparlanmanın önümüzdeki dönemde sektörün aktif kalitesine olumlu yansıyacağı deÄŸerlendirilmektedir. Küresel büyüme görünümüne yönelik endiÅŸeler, ticarette korumacılık eÄŸilimleri ve küresel iktisadi politika belirsizlikleri, finansal istikrar üzerinde aÅŸağı yönlü risk unsurlarıdır. TCMB, elindeki tüm politika araçlarını fiyat istikrarını saÄŸlama ve finansal istikrarı destekleme hedefleri doÄŸrultusunda etkin biçimde kullanmaya devam edecektir' denildi.Raporun ayrıntılarında ise ÅŸu ifadeler yer aldı:'Finansal İstikrar Raporu'nun son sayısından bu yana, küresel büyümeye dair beklentiler aÅŸağı yönlü güncellenmiÅŸ ve risk unsurları belirginleÅŸmiÅŸtir. Yurt içinde enflasyon oranındaki düÅŸüÅŸ ve enflasyon beklentilerindeki iyileÅŸme ön plana çıkmış; döviz kuru oynaklıkları azalırken, faiz oranları belirgin olarak gerilemiÅŸtir. Bu çerçevede, kredi arz ve talep koÅŸullarında kaydedilen iyileÅŸmeyle kredi büyümesi canlanarak iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmayı desteklemeye baÅŸlamıştır. Bankacılık sektörünün güçlü sermaye ve likidite yapısı, sektörün risklere karşı dayanıklılığını desteklemektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası elindeki bütün politika araçlarını fiyat istikrarını saÄŸlama ve finansal istikrarı destekleme hedefleri doÄŸrultusunda etkin biçimde kullanmaya devam etmektedir. KREDİ BÜYÜMESİNDEKİ CANLANMA GENELE YAYILARAK SÜRMEKTEDİR Makrofinansal görünüm 2019 yılı başından itibaren iyileÅŸmeye baÅŸlamış, söz konusu eÄŸilim Haziran ayından itibaren belirginleÅŸmiÅŸtir. Finansal İstikrar Raporunun alt bölümlerinde yer alan temel göstergeler kullanılarak oluÅŸturulan özet gösterime göre, makrofinansal görünüm 2019 yılı üçüncü çeyreÄŸinde kayda deÄŸer iyileÅŸme sergilemiÅŸ; hesaplanan endeks tarihsel ortalamanın üzerine çıkmıştır. Bu geliÅŸmede, küresel koÅŸulların ılımlı desteÄŸi, yurt içi makroekonomik dengelenme süreci, finansal olmayan kesimin borçluluÄŸundaki azalma eÄŸilimi ve banka finansallarındaki olumlu gidiÅŸat etkili olmuÅŸtur. Banka kredilerine dair göstergeler ise, 2019 yılı Eylül ayına kadar tarihsel ortalamalarına göre bir miktar olumsuz seyretmeye devam etmiÅŸtir. Ancak, önümüzdeki dönemde kredi büyümesindeki canlanmanın ve iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmanın bankacılık sektörü aktif kalitesine olumlu katkı yapması beklenmektedir. Nitekim, yüksek frekanslı güncel verilere göre, Eylül ayında baÅŸlayan kredi büyümesindeki canlanma banka grupları ve kredi türleri bazında genele yayılarak sürmektedir.Bir önceki Rapor döneminden bu yana, geliÅŸmiÅŸ ülke ve geliÅŸmekte olan ülke (GOÜ) büyüme beklentileri aÅŸağı yönlü güncellenmiÅŸtir. GeliÅŸmiÅŸ ülke merkez bankaları, büyüme ve enflasyon görünümündeki deÄŸiÅŸimin etkisiyle geniÅŸleyici para politikalarına yönelmiÅŸtir. Küresel büyümeye iliÅŸkin endiÅŸeler, küresel ticaret politikalarındaki korumacılık eÄŸilimleri ve jeopolitik geliÅŸmeler, küresel iktisadi politika belirsizliÄŸini artırmaktadır. Küresel borçluluk, özellikle artan reel sektör ve kamu sektörü borçluluÄŸu nedeniyle geliÅŸmiÅŸ ülke ve GOÜ'lerde önemli bir kırılganlık unsuru olmaya devam etmektedir. Bankacılık sektörü sermaye karlılıklarının küresel finansal kriz öncesi döneme kıyasla genel olarak düÅŸük seyretmesi bir diÄŸer kırılganlık unsurudur. GeliÅŸmiÅŸ ülke merkez bankaları tarafından uygulanan geniÅŸleyici para politikalarının etkisiyle yataylaÅŸan getiri eÄŸrileri, küresel iktisadi faaliyetteki zayıflık ile aktif kalitesi görünümünün bozulması gibi ülke ve bankalara özgü koÅŸullar karlılık oranlarındaki bu durum üzerinde etkili olmuÅŸtur. 2019 yılı üçüncü çeyreÄŸinde, küresel finansal koÅŸulların ılımlı seyri ile yurt içi enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki düÅŸüÅŸ sonucunda Türkiye'nin risk primi ve kur oynaklığı gerilemiÅŸtir.Yurt içi iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında temelde net ihracat kaynaklı toparlanma gözlenirken, yılın üçüncü çeyreÄŸinde toparlanmanın asıl sürükleyicisi tüketim harcamaları olmuÅŸtur. Enflasyondaki düÅŸüÅŸ eÄŸilimi ve enflasyon beklentilerindeki iyileÅŸme sonucu faiz oranlarındaki gerileme ve finansal koÅŸullardaki olumlu seyir iktisadi faaliyeti desteklemektedir. Türkiye, küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya karşın, firmaların ihracat pazarlarını çeÅŸitlendirme esnekliÄŸi ile dış ticarette rekabet gücünü korumaktadır. İktisadi faaliyetteki toparlanma ve kredi faizlerindeki gerileme ile birlikte son aylarda kredi talebinde artış gözlenmiÅŸtir. Banka Kredileri EÄŸilim Anketi'nden (BKEA) derlenen kredilere iliÅŸkin göstergeler de, 2019 yılı üçüncü çeyreÄŸinde kredi arz ve talep koÅŸullarında belirgin iyileÅŸme olduÄŸuna iÅŸaret etmektedir. Kredi koÅŸullarındaki iyileÅŸmenin iç talebe yansımalarının 2019 yılı dördüncü çeyreÄŸinden itibaren güçlenmesi beklenmektedir. TL KREDİ FAİZ FARKI, TARİHSEL ORTALAMASINA GERİ DÖNMÜÅžTÜR Haftalık frekanstaki verilere göre, toplam krediler 2019 yılı Eylül ayından itibaren tarihsel ortalamalarla uyumlu ve bireysel krediler öncülüÄŸünde artış sergilemektedir. İhtiyaç kredileri; ertelenmiÅŸ talebin gerçekleÅŸmesi, artan bankalararası rekabet ve düÅŸen faiz oranları kaynaklı olarak bireysel tarafta en güçlü artış eÄŸilimine sahip kalem olmuÅŸtur. Son dönemde kamu bankaları öncülüÄŸünde baÅŸlayan rekabetçi fiyatlamaların etkisiyle konut kredilerinde kaydedilen canlanma da bireysel kredi artışında etkilidir. Firma kredilerinde büyük firmalar baÅŸta olmak üzere firma ölçeklerinde genele yayılan ılımlı kredi büyümesi gözlenmektedir. Bu geliÅŸmede büyük firma kredilerinde daha belirgin olmak üzere TL kredi faiz oranlarındaki gerileme etkili olmuÅŸtur. Bir önceki Rapor döneminde teÅŸvikli kredilerin etkisiyle küçük ölçekli firmalar lehine daralan ölçek bazlı TL kredi faiz farkı, tarihsel ortalamasına geri dönmüÅŸtür.2019 yılı AÄŸustos ayı öncesinde, özel bankaların temkinli duruÅŸunun kredi stoku üzerindeki etkisi kamu bankalarının kredi piyasasındaki proaktif davranışı ve fiyatlamalarıyla dengelenmiÅŸtir. TCMB'nin 19 AÄŸustos 2019'da ilan ettiÄŸi, kredi büyümesi ile iliÅŸkilendirilen yeni TL Zorunlu Karşılık (ZK) uygulaması, bankacılık sisteminde genele yayılan ve birbirine yakınsayan bir kredi büyümesini teÅŸvik eder özelliklere sahiptir. Nitekim, Eylül 2019'dan itibaren özel bankalar da kredi piyasasında rekabetçi davranmaya ve kredi stokunu artırmaya baÅŸlamıştır. TL likiditedeki artış, fonlama maliyetlerindeki düÅŸüÅŸ ve makroekonomik verilerdeki olumlu geliÅŸmelerle iyileÅŸen beklentilere ilave olarak, yeni ZK çerçevesinin de etkisiyle önümüzdeki dönemde bankacılık sisteminde genele yayılan ve ekonomik büyüme öngörüleriyle uyumlu bir kredi büyümesi gözlenebileceÄŸi deÄŸerlendirilmektedir. Hanehalkı borçluluÄŸu düÅŸük seviyelerini korumaktadır. 2019 yılı ilk yarısında GOÜ ortalaması yüzde 42 olan hanehalkı borçluluÄŸunun GSYİH'ye oranı, Türkiye'de yüzde 14 düzeyindedir.2019 yılı Temmuz ayı itibarıyla reel sektör borçluluk oranı da yüzde 58 düzeyine gerilemiÅŸtir. Ekonomide yaÅŸanan dengelenme sürecinde, cari iÅŸlemler açığının kapanması döviz cinsinden ilave borçlanma ihtiyacını azaltmıştır. 2018 yılı Mayıs ayında Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar'da yapılan deÄŸiÅŸikliklerle dövize endeksli kredi (DEK) ve YP kredi kullanımına getirilen kısıtlar, azalan yatırım talebi ve kur riskinin yönetimine iliÅŸkin artan farkındalıkla YP kredi bakiyesinin daralması sonucu, reel sektörün yurt içi ve yurt dışı YP finansal borçlarının GSYİH'ye oranı azalmıştır. Reel sektörün TL cinsi borçlarının GSYİH'ye oranı ise, iktisadi dengelenme sürecinin azaltıcı etkisine karşın, 2019 yılı Mayıs ayında açıklanan İVME kredi paketinin ve ZK düzenlemesinde yapılan deÄŸiÅŸikliklerin TL borçlanmayı desteklemesiyle yatay seyretmiÅŸtir.2019 yılı Eylül ayı itibarıyla tahsili gecikmiÅŸ alacak (TGA) oranlarında ve ilavelerinde firma kredileri kaynaklı artışlar izlenmiÅŸ; bankacılık sektörü TGA oranı yüzde 4,9 seviyesine yükselmiÅŸtir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), yaptığı mali bünye çalışmaları kapsamında bazı kredilerin 2019 yılı sonuna kadar TGA olarak sınıflandırılmasına yönelik karar almış ve bu kapsamda TGA oranının yüzde 6,3 seviyesine çıkabileceÄŸini açıklamıştır. Bireysel kredilerde TGA oranı iÅŸsizlik oranındaki yükseliÅŸe raÄŸmen geçmiÅŸ dönemde alınan makroihtiyati önlemler sonucunda yatay seyrini sürdürmektedir. İktisadi faaliyetteki toparlanmanın belirginleÅŸmesi ve kredi büyümesinin istikrar kazanmasıyla önümüzdeki dönemde TGA oranındaki artış eÄŸiliminin yavaÅŸlayacağı ve aktif kalitesi kaynaklı risklerin sınırlı kalacağı deÄŸerlendirilmektedir.Kısa ve uzun vadeli likidite pozisyonu açısından güçlü yapısını koruyan bankacılık sektöründe, mevcut Rapor döneminde yurt içi fonlama kaynaklarındaki artış öne çıkmaktadır. Mevduatta gözlenen büyüme çekirdek yükümlülüklerin fonlamadaki payını artırırken, banka bilançolarının daha istikrarlı bir yapıda olmasına katkı saÄŸlamaktadır. Son dönemde enflasyon beklentilerindeki iyileÅŸme ve kur oynaklığındaki azalma ile birlikte mevduat büyümesinin özellikle TL tarafta belirginleÅŸmesi de finansal istikrarı desteklemektedir. Mevduat dışı yükümlülüklerin yabancı kaynaklar içerisindeki payı sınırlı miktarda azalarak 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla yüzde 38 seviyesine gerilemiÅŸtir. Yurt içi piyasalarda gerçekleÅŸtirilen tahvil ihraçları ve sermaye benzeri borçlanmalarda son dönemde gözlenen güçlü artış sonucu yurt içi fonların toplam yabancı kaynaklar içindeki payı artarak yurt dışından temin edilen fonların yabancı kaynaklara oranını aÅŸmıştır. Bu geliÅŸme, sektörün yurt dışı faiz ve kur seviyelerindeki oynaklıklara karşı duyarlılığını sınırlamaktadır. Bankaların menkul kıymet ihracı kanalıyla yurt içinden saÄŸladıkları TL fonlamadaki artış ve ürün çeÅŸitliliÄŸi, mevcut Rapor döneminde devam ederken; bu durum yurt içi menkul kıymet piyasasında finansal derinleÅŸmeye katkı saÄŸlamaktadır (Grafik I.9, Kutu II.2.I). Yurt dışı tarafta ise azalan finansman ihtiyacının bir sonucu olarak yurt dışı borç çevirme oranındaki ve bakiyesindeki düÅŸüÅŸ sürmektedir.Bankacılık sektörü karlılık göstergelerinde bir süredir zayıf seyreden kredi büyümesi ve aktif kalitesi geliÅŸmeleri nedeniyle gözlenen düÅŸüÅŸ, yerini mevcut Rapor döneminde yataylaÅŸan bir seyre bırakmıştır. Sermaye yeterlilik rasyosunda (SYR) son dönemde gözlenen yükseliÅŸte ise kredi büyümesinin zayıf seyri ve bankaların özkaynak yapılarını güçlendirmeleri belirleyici olmuÅŸtur. BDDK'nın mali bünye çalışmaları kapsamında bazı kredilerin yıl sonuna kadar TGA olarak sınıflandırılmasına yönelik kararının sektör SYR'sini sınırlı ÅŸekilde etkileyebileceÄŸi, bununla birlikte sektörün güçlü sermaye yapısının korunacağı öngörülmektedir. BANKACILIK SİSTEMİ RİSKLERE KARÅžI DAYANIKLILIÄžINI KORUMAKTADIR Özetle, mevcut Rapor döneminde, küresel koÅŸullardaki ılımlı seyir, yurt içi makroekonomik dengelenme, beklentilerdeki iyileÅŸme, para politikasındaki temkinli duruÅŸ, finansal olmayan kesimin borçluluÄŸundaki azalma eÄŸilimi, TL likiditedeki artış ve banka finansallarındaki olumlu seyir makrofinansal istikrara olumlu katkı saÄŸlamıştır. Yurt içi fonların ve çekirdek yükümlülüklerin banka finansmanındaki payının artması yurt dışı oynaklıklara karşı duyarlılığı azaltmaktadır. Finansal kesim aktif kalitesinde sınırlı bozulma izlenmiÅŸ olup; önümüzdeki dönemde, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın belirginleÅŸmesi ve kredi büyümesinin desteÄŸiyle aktif kalitesi kaynaklı risklerin sınırlı kalması beklenmektedir. Bankacılık sistemi, güçlü sermaye ve likidite yapısı sayesinde risklere karşı dayanıklılığını korumaktadır. İktisadi faaliyete dair genel görünüm olumlu olmakla birlikte; küresel büyüme görünümü, risk iÅŸtahı ve belirsizlik algılamalarında ortaya çıkabilecek negatif yönlü gerçekleÅŸmeler ile jeopolitik geliÅŸmeler risk faktörleri olarak deÄŸerlendirilmektedir.'

Bir önceki yazımız olan Türk mühendisler geliştirdi, dünya devleri almak için sıraya girdi başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir